Tasarımın İlkeleri
Dizayn Tasarım, siz ne derseniz deyin. Birçok şeyi değiştirdi insanlık tarihinde.
Neden
tasarladık?
Size bir hikâye anlatayım. Her şey çok eski
zamanlarda başladı. Ateş’i bilmediğimiz zamanlardan bahsediyorum sizlere. Her şey
den önce varlığımızı hissettik. Hava soğudu ve ilk önce üşüdük. Aklımıza ilk
gelen şey; çıplak halde bir mağaraya ya da ağaç kovuna girmek oldu. Ama yetmedi
üstümüze hemen yanımızda duran bir yaprak parçasını aldık. Hatta o yaprak çok
dikenliydi ve rahatsız olduk. Hemen atıp onun yerine daha yumuşak ve düz
yüzeyli yaprak aldık. İşte, TASARIM o an başladı insanlık için.
Sonra
temel ihtiyaca yönelik olan baz tasarımlar bizlere yetmedi. Onları daha
konforlu hale getirmeye başladık. Üstümüze giymeye çalıştığımız hayvan postunun
üstünde kafamızın ve kollarımızın geçmesi için delikler açtık. Sonra
yanlışlıkla Ateşi bulduk. Bizi ve çevremizi yakmaması için çevresine taşlar
koyarak onu kontrol altına aldık. Çiğ yediğimiz eti istemeden ateşe düşürdük ve
kurtarmaya çalışırken etin pişmesi sonucu tadı daha da hoşumuza gitti ve artık
eti pişirerek yemeye başladık. Daha rahat pişirmek için askı aparatları pişirme
kapları yaptık. Ama bütün bunları yapmadan önce bireysel ergonomimizin
temellerine dayanarak kafamızda hayal ettik ve Tasarladık.
İşte anlattığım gibi Tasarımın başlangıcı çok eskilere dayanıyor.
Taştan yapılan İlk çağ Kesici Objeler
Biraz daha derin incelersek aslında ilk çağlarda bile insanlar farklı renklerin algısına kapılarak seçimlerde bulunmuşlar, belki de kendilerine ait olan nesnelere renk seçtiler. Bunu sahip oldukları nesneleri kendilerine ait olduğunu anlatmak adına ya da farklılık yaratmak adına yaptılar, kim bilir? Nesnelerin şekillerine bakarsak Ergonomiyi de literatürlerine sokmuşlar. Bütün bulgular İlk Çağ zaman diliminde insanların renk, doku ve biçim algısında hareket ettiğini gösteriyor.
Yaşadıkları coğrafyaya uygun içerikte, barınacakları
mekanları yapmışlar. Ve bunu yaparken bulundukları bölgede yetişen ağaç veya
olan organik nesneleri kullanmışlar. Modern çağın tasarım ilkelerine yerleşen
Organik Mimarinin temellerini oluşturmuşlar.
Kendi konforu için hayatın içinde bulunan
bütün nesneleri kendi istediği biçime göre şekillendirme arzusu sanırım bir
temel iç güdü olsa gerek.
Ve
elbette bu biçimselliğin bir yolu olmalı değil mi? İşte ben bu yolu kendi
gittiğim şekilde anlatmaya çalışacağım.
Öncelikle;
Belirlenen
gereksinime göre
Hikâyeyi yaz,
Gereksinimler doğrultusunda hikâyenin
kahramanını(Tasarımın) rolünü nasıl oynayacağını önceden hayal etmemiz ve
kurgulamamız gerekli. Bu konuya destek olabilecek bütün öznel araştırmalar ve
daha önceden yapılmış olan geri bildirimlerin dikkate alınması bizi doğru
tasarım kurgusuna götürecektir.
Eskiz Yap
Tasarım ilkelerini dikkate almamız gereken en önemli durak burası. Piksellerden önce, önümüze temiz boş bir sayfa ve kalem alarak kurguladığımız hikâyeyi kabaca görselleştirmenin tam sırası. Eskiz sayesinde Tasarım ilkelerindeki olguları daha hızlı bir şekilde kâğıda aktarabiliriz ve ortaya çıkan fikirlerin sağlam temellere oturabilmesi adına, bize ışık tutarak, önemli noktaları daha önceden görmemizi sağlayacaktır.
Frank Lloyd Wright
Mimar
Solomon R Guggenheim Müzesi New York